10 Aralık 2011

Parmak boya

En sevdiğin,daha 15 aylıkken yapmaya başladığın huzur bulduğun sakinleştiğin en çok en çok içten gülümsediğim ve çok sevdiğin kuzu teyzen eşliğinde geçirdiğin o çok özel ve güzel zamandan,



Büyük Konuşma!

Hayatımda ne konuda büyük konuşursam başıma geldii.Hep empati yapsamda,okusamda, yazsamda, çizsemde, bilinçli olmaya çalışsamda bazen geri taraflarım oldu kabul ediyorum.Son günlerde sinir kat sayım tavanda geziniyorum.Huzursuzluğum,mutsuzluğu mu yansıtmak istemesemde bazen elde olmuyor eve gidiş yolunda sürekli telkinlerde bulunuyorum kendime!! Unut- sıfırla- evde seni bekleyen küçük kzıını düşün- seni özledi- sen onu özledin- küçük savunmasız,masum melek yavrunu hayatta yaşadığın haksızlıkları ona mal edemezsin buna hakkın yok diyorum ve apartman girişinde maskemi takıyorum.

Son günlerimiz hırçın-aksi-dediğim dedik-çaldığım düdük kıvammında geçiyor 2,5 yaş sendromuymuş bugün okuduka anlıyorum .Kendimi sorguluyorum şartları evimi ailemi ilişkimi bunları çözemeyişimden pisikolaga bile gitmeyi düşlerken araştırmalarım esnasında şu satırları okuyorum okudukça rahatlıyorum

2,5 yaş dönemindeki çocuğun karakteristik özellikleri nelerdir?

● Bu dönemde çocuk olumsuz, kararsız ve isyankardır.
● Bağımsızlaşma isteği yoğundur ve kendi isteğine odaklıdır.
● Tutucudur ve her yeniliğe itiraz eder. Her şeyin alıştığı biçimde yapılmasını ister.
● Özerklik dönemindedir. ‘Ben’ duygusu oluşur. ‘Hayır’ en sevdiği kelimedir. Her şeyi kendine ait görür.
● Çevreyi keşfetme merakında olan 2 yaş çocuğu bir engelle karşılaştığında, ilk kez öfke duygusunu yaşamaya başlar.
● Büyüklerinin sözünü dinlemez hatta tersini yapar, eylemleri kısıtlandığında öfkelenir, çevresinden yardım istemez ve kendi başına başarmayı hedefler.
● Zıtlaşma, uzun uzun ağlama, ikna edilmede güçlük, istediği olsun diye kendini yere atma davranışları sıkça görülür.
● Ne istediğini bilmeyen çocuk, bazen yaşının altında davranışlar sergiler.

Zıtlaşma dönemimiz herşeyi ben yaparım kimseye ihtiyacım yok bak kırayım bak dökeyim de benimle ilgilensinler onları denerim bira kızarlar biraz öfelenirler ama yine benim dediğim olur derken dün gece hiç yapmamam gerekeni yaptım ve sinirimin kurbanı alarak bacağına kocaman bir çimdirik attım ve uyumayan sana uyuman için tartakladım sen ağlama esnasında daha bir ağladın evde ufak bir harbede yaşandı sen şaşkın üzgün hayel kırıklığı yüzünde görmek istemediğim tüm duygular vardı bu yaşananın ardından uykuya daldın bense bütün gece uyuyamadım kıvrandım hep karşı çıktığım bir davranışı sergiledim yadırgadığım annelere döndüm çocuğumla konuşmak izah etmek yerine kolay olanı tercih ettim sinirime yenildim öfkemin senin 2,5 yaş krizinin kurbanı oldum.

Ama çok zorlanıyoum hem seni anlamakta hem orta yolu bulmakta dediğini yapmakla yapmamak arasında geçen akşam marketin ortasına oturdun dediğini yapmadım diye istediğini almadım diye evde bir paket olduğunu anlatsamda bide bağırarak seni kesmişçesine ağladın.Herkezin karşısında nasıl konuşacağımı bilemeden nasıl davranmam gerektiğini bilmeden 10 dk bakıştık. İşim zor biliyorum hemde çok zor .

Hiçbir zaman zor bir çocuk olmadın oysa sana sevgiyle herşeyi yaptırabildim bu güne Bebekliğinde üzmedin beni büyürken yürürken emeklerken.Şimdi koca bir süprizle karşımdasın.

Bu sabah ağladım ağladım yine ağladım.İyi bir anne olamadığımı,hiçbir zaman olamayacağımı hayata yenildiğimi düşündüm.İşe geldiğimden dolayı vicdanım bin katı acı içinde evi 50 kez aradım her aradığımda teysene onu çok sevdiğimi söyle dedim sabah uyurken seni kokladım nasıl sevdiğimi yine fısıldadım bazen başarmasamda bu anneliği anlayışlı olamasamda sinirime yenilsemde seni çok sevdiğimi bilmeni istedim.

Her okuduğum satırda bin katı vicdan azabı çektim son zamanlarda senin yaptıklarını kendime mal ettim.Ama araştırdıkça okudukça şu sıralar yaşadığımız tüm bunların ortak sorunlar olduğunu tabiki bende ve babanda da çokça hataları yanlışların olduğunu fark ettim.

Kendime söz verdim,sana söz verdim bir daha olmasın diye yaşamayalım diye! Evde rahatça yapamadığın parmak boya aktivitesine gideceğiz biraz dan doyasına resim yapacaksın boyalara bulanacaksın belki biraz rahatlayacaksın.Belki seni mutlu gördükçe bende huzur bulacağım!Çokça takmayacağım akışına bırakacağım.
Ve sana söz meleğim birdaha şiddete başvuran bir anne olmayacağım.

Birgün bu blogu heyecanla okuduğunda ben belkide yine aynı pişmanlığı hissedeceğim.Ve belkide bu gün bu  yazdıklarımı hiç okumamanı isteyeceğim :(

03 Aralık 2011

Niye ağlıyor "Mutluluktan"



Seni aradım telefonda Hülya dediki sana birşey diyecek. Başladın bu şarkıyı söylemeye öyle güzelki ben hüngür hüngür bide izlerken sormuş Pepe'nin annesi neden ağlıyor diye "Mutluluktan" demiş Hülya ama anlayamamış mutluluktan ağlanabileceğini.Şu anda dünyaları verseler böyle mutlu olabilirmiydim!

Bu şarkıyı bize yaşattıklarını,yaşatacak oluşunu evimizdeki küçük izlerini gülümsetenleri kısaca herşeyini çok sevdim

02 Aralık 2011

Bugün Pazar mı?

Pılımızı-pırtımızı toplayıp anneanneye taşındık .Geçen cuma itibari ile anneannede kalıyoruz.Sabah erken kalkıp ormanların içinden geçerek, sisli havada, çiğ düşen toprak kokusunu içimize çekerek işe geliyoruz Uzun yol sebebiyle babacıkla arabada bolca sohpet edip şehrin dışında yaşamanın hem avantajlarını hem dezavantajlarını konuşuyoruz. Hafta sonu Çiftlikti-Ormandı temiz havaydı pek keyifli zamanlar geçirdik.Ormanda mantar aradık,köpekler sardı etrafımızı biraz korktuk,kesilen ağaçları gördük hüzünlendik benim ağaçlarımı kesmesinler diye ağlamaklı ses tonuna imrendik 2.5 yaşında bir çocuk bunu düşünürken büyüklerimiz neden bunu düşünmez deyip iç geçirdik.

Kediler-köpekler-inekler-horozlar-koyunlar yavru kuzular pek bir seviştik kaynaştık her zamanki gibi senin hayvan sevgini izledik gördükçe aşkını-çoşkunu keyfimize pek bir keyif kattık. Her aradığımda yeni birşeylerle uğraşmana pek bir mutlu olduk. Bahçeye ekilen mahsüldü,kedi-köpek aşkıydı-çiçek toplama seansları-arkadaş fasılları- ev gezmeleri derken geçen gece tüm bunları sıfırladık.Gece boyu huzursuzluk uyumama ve sonunda kurulan tek cümle  "Ben evimi özledim" demenle ertesi günü akşamına evimize dönmek üzere yola çıktık.Detaylarına indiğimizde oyuncaklarımı,balıklarımı,kaplumbağamı demeyide unutmuyoruz.

Akşam eve dönüş yolunda arabaları saydık,yeni merakımız trafik ışıklarını babacığa haber ettik kırmızı-ile yeşili habire karıştırdık.Develeri-ördekleri izledik orman havasını bolca içimize çekip depolayarak evimize geri döndük.

Anladıkki her horoz kendi çöplüğünde ötmeyi seviyor herkez kendi yuvasında evinde odasında mutlu şartlar imkanlar daha güzel olsa bile bu böyle.Anneannenin oturduğu bölge senin açından pek elverişli sürekli dışardasın-sevdiğin bir çok şey orada ama bütün bunlara rağmen evimizi-odanı- oyuncaklarını özledin.Bizi evini yuvanı eşyalarını sahiplenmen itiraf edelim ki çok hoşumuza gitti.

1 iş günü kaldığından tatile anneanneyi evinde bıraktık.Bu sabah seni uykudan uyandırdım şaşkın gözlerle gözlerini açtın hadi kalk kızım hazırlanmaya dediğimde önce bol bir caz eşliğinde hazırlandık.Oyuncağındı-Kıyafetindi-yiyeceklerindi-alışkanlıklarındı derken baya bir eşya muadilinde yola çıktık erken kalkma münasabetiyle herşeye ağladın arabaya bindiğimizde yine içimi acıtan cümleyi kurdun.

Anne bugün Pazar mı?

Değil kızım yatcaz kalkcaz sonra pazar olacak desemde anlatamadım baya bir mızırdandın.Pazar günü hafızanda böyle kalmış demekki annenin babanın yanında olduğu zevkli şeylerin yapıldığı uykuya doyduğumuz pazar şarkımızı söylediğimiz gezmelere doyamadığımız gün !

İlk annesiz-babasız babaanne gününün raporlarını ise akşam alacağım.

Bu gün pazar değil ama şimdilik herşey yolunda..



Fotolar anneanne de kaldığımız süreçte cep telefonundan çekilenler içlerinde bir tanesi ayşenur-elif-adadeniz üçlüsünün anneanne yaz tatil kudurma seanslarından..

25 Kasım 2011

Sevinmelimiyim-üzülmeli mi?

Bilmiyorum!
Dün bütün gün kahvaltının dışında yemek yememişsin huysuzlukların hiç bitmemiş.Annemi isterim diye bir ara ağlamışsın anneanne ne yaptıysa olmamış.Toparlanıp babaanneye peyniri görmeye gitmişsiniz oda kesmemiş.Banada söylememişler üzülmeyeyim diye.
Bende öğretmenler günü münasebitiyle bir yemeğe katıldım ama çok sıkılıp erken kalkıp seni almaya geldiğimde elimi tuttun, yol boyu hiç konuşmadın elimi bırakmadın sana getirdiğim çiçekleri bir yere fırlatıp hiç mutlu olmadın.Eve geldiimizde göhsümü açtırıp ağzına dayadın ve bir-iki saniye emdin hiç sesimi çıkartmadım.Diğer göhsümü açmamı istedin onada aynı işlemi yapıp kapattın.Bir kase çorbayı-meyvanı zevkle keyifle yedin.
Benim seni özlediğimden 1000 katı bana ihtiyaç duyduğunu farkettim. Benim senin kokuna duyduğum ihtiyaçtan fazlası vardı oysa meme emmeyi bıraktığından beridir hiç böyle bir şey yapmamıştın.Bıraktığımız ilk bir kaç gün istemiş olmaz dediğimde zorlamamıştın.Bu istediğin çok özlemek le alakalıydı.İçim bir tuhaf oldu.Burnumun ucunda bir sızı kalbimde kocaman bir boşluk beynimi kemiren binlerce soru?
Ne yapmak,nasıl davranmalı şimdilik bilmiyorum ama tek bildiğim seni çok seviyorum ve her zaman içimden kalbimden geldiği gibi yapıyorum.Fazla kurallar olmadan dökerek,saçarak kirleterek keyif katarak ama sonunda çok ça mutlu olarak. Yanlış doğru tartışmadan ama böylede seni üzüyormuyuz acaba bilemiyorum?

Hep diyorum bu annelik çok ama çok zor hele birde çalışınca daha bi zor..

24 Kasım 2011

İlk öğreticimiz

Bugün 24 Kasım öğretmenler günü.

Sana ilk öğrendiğin herşeyi benden çok öğreten ablan,arkadaşın,teysen,Lülün benim kardeşim Hülya'nın günü.Seni varlığını ilk öğrendiğimizde bizimle yaşamaya başladı bana yardımcı olmak için,okuluna yakın olmak için senin her saniyene şahit olmak için.Ona seninle ilgili her konuda sonsuz güvendim.Seyahate çıkarken,uzun yolculuklara çıkarken işe gelirken seni önce Allah'a sonra teysene emanet ettim.Çünkü biliyordum ki bu hayatta seni en çok koruyacak kollayacak kişidir.Canından kanından çok sevecek sana toz kondurmayacak bu hayatta bazen benden bile önde olacak yol gösterecek ilkleri öğretecek elinden tutacak ve her daim senin için en iyisini en güzelini öğretip melek yüreğini sana açacak.

4 senedir tamamen bizimle yaşıyor hayatımızın içinde .Her güzel anımızda yanımızdaydı her yaşadığımız şeye şahit oldu.Sana ilk olan çoğu şeyi o öğretti.Sana karnımdayken bir söz verdi burayı en özel cümlelerle anlattı.Sen hayata yeni geldiğinde yürürken,emeklerken o üniversiteye hazırlanıyordu.Evde her köşede bir kitap,bir kalem,defter not kağıdı boya kalemleri vardı.Sen ilk yaramazlıklarını onun okul kitaplarında yaptın ilk test yapraklarını karaladın ilk onları yırttın.

Geçtiğimiz sene kitap fuarından ilk kitabını o aldı balıkları, hayvanları, şekilleri ,renkleri sana ilk o öğretti.Bu sene üniversiteyi kazandı bizi sevinten havalarıa uçurdu.Bütün uğraşları bütün çabaları ona hakettiğini verdi ve yine yanımızdan ayrılmadı İstanbul'da hemde burnumuzun dibinde yaşamaya devam etti:) Okuduğu bölüm bu seneki ders kitapları evdeki en büyük hobin oldu..O ders çalışırken gidip yanına bana salyongozları göster dediğinde seni hiç geri çevirmedi.Daha şimdiden sana bilim kulupleri,araştırma hobileri planları programları yapmaya onlara gittiğini hayel etmeye başladı. Biyoloji kitabındaki canlılar resimler anlatım mizahsal yaklaşım bizi büyükçe bir masraftan kurtardı sana kitap alım ihtiyaçlarımızı ortadan kaldırdı.:) Senin en sevdiğin kitap arasında yerini aldı. Sıkıldığında yapraklarını çevirip bilimsel terimleri bile bize anlattırıp daha şimdiden bir çok benim bilmediğim tanımadığım hayvanları canlıları öğretti anlattı tanıttı. 

Senin için en iyisini en güzelini hep istedi.Bu kadar aktif olmanın bir çok şeyle erken tanışmanın hayvanlara,kitaba,kaleme bu denli meraklı olmanın en büyük mimarı odur. Onunla Kurabiye yapmak ,balıkları incelemek ,video izlemek, boya kalemlerini alıp kaçmak, kitaplarını saklamak,didişmek,kudurmak,arkadaşlarına sataşmak,aralarına sızmak, sana hep ayrı çok büyük bir keyif verdi. Benim eksiklerimi hep kapattı yetişemediğim yerde hep yanımda oldu.

Şimdi bu günü kutlamayı ailemizden ilk öğretmenin olarak en çok o haketti.

Dilerim bundan sonra eğitim-öğretim hayatındaki karşılaşacağın tüm öğreticilerin senin Lüla'n kadar anlayışlı,sevgi dolu melek kalpli olurlar.

23 Kasım 2011

Bak bende büyüdüm

Tüm dostlarıma;
Beni bu kadar sevdikleri için,
Hayatımda oldukları için,
Umursadıkları için,
Geldikleri, hatırladıkları,unutmadığı için,
Küçük meleğimin iyiki doğdun diye bağıran sesini duyduğum için,
Gözlerim dolduğu için,
Sevildiğim için,
Sevildiğimden de çok sevebildiğim için
Bu hisleri yaşamamı sağladıkları için
Çokkk teşekkür ederim..






Neden Ada Deniz Kızının Anıları?

Anne ve babacığının sana olan aşkını ve sevgisini anlatan bu cümleleri büyüdüğünde bir gün okuyup gülümsemeni istedik,,
Nasıl büyüdüğünü seni ne çok sevdiğimizi gör istedik,,
Mutlu ol istedik,,
Bütün bu istediklerimiz bir arada olsun uçup gitmesin istedik,,
Seninle geçirdiğimiz özel ve güzel anları yazalım resmedelim sen bunların hepsini ileride hatırla istedik,,
Sana olan hislerimizin bizi nasıl heyecanlandırdığını seninle her yaşadığımız şeyin ardından nasıl mutlu olduğumuzu ve hayatımıza ne kadar değer verip bize anlam kattığını,,
Anne ve baba oluşumuzun nasıl değerli olduğunu,,
Ve her yaşanın bize ne güzel anılar bıraktığını,,
Her birini ayrı ayrı bil istedik,,
Bir gün bu satırları okuduğunda bizi daha daha da çok sev istedik..
Onunla yaşamak hayatın en güzel hissi.. Mutlulukların en büyüğü..Sevinçlerin en özeli..Her anı çokk güzel ve çokk özel meleğime..

adadenizkizi.blogspot.com-ada deniz sariaslan-adadeniz-ada deniz sarıaslan-adadenizkizi


Seni böylece bırakmak

Kokladım seni,uyandırmamak için mis kokunu içime çektim giderken.Aklımda hep o popon dışarda uyku halin.Seni her sabah bırakıp işe geliyor olmak hayatımızın böyle sürüp gitmesi en güzel hallerini kaçırmak izleyememek büyükçe bir bunalım hali bırakıyor üstümde.Kokunu öyle çekmişimki içime işe vardım hala üzerimde.

İşyerinde elimi cebime attığımda cebimde kalan Hülya'nın okul kimliğinin  beni mutlu etmesiyle eve geri dönüşüm . Doyamadığım kokunu tekrar içime çekişim birlikte simit almaya gidişimiz eczaneye uğrayışımız birlikte geçirdiğimiz 10-15 dakikanın sana yetmeyip arabadan inmek istemeyip gözbebeklerimin içine bakıp gitme deyişin..

Anne olmak hakkaten çok zor..Böyle durumlarda iki katı zor.

Sessizce telefonun kamerasına basıp öğlen arasına kadar masada bu resmi izlemek.Yaz kış çıplak uyumak istediğin için uyuduktan sonra zorla giydirilen çoraplar yorganın altında değilde üstünde oluşun ve ilk günden beri uyurken salgıladığın o mis kokun..


Zaman nede hızlı değilmi 30 ay geçmiş o günden bu güne..Ama aynı bebek kokun üzerinde..Çok severdin ellerin yanağında uyumayı dudaklarını şişirmeyi.. Karnımdaykende böyleydin,doğduğunda da şimdi tam  2.5 yaşındasın hala aynı ifade
Allah'ım bitiyorum!!
30 yaşında nasıl uyuyacaksın ?
O zamanda böylesi güzel gelecekmisin gözüme kimbilir?



17 Kasım 2011

İyiki..İyiki..İyiki..

İyiki..İyiki..İyiki.. Böyle saysam saysam bin kere yinede bıkmam biliyormusun;
Dost diye adlandırdığım kuzu teysen benim bir parçam ailemden canımdan kanımdan biri çünkü;

İnsanoğlu bu hayatta akrabalarını,ailesini belki seçemiyor ama dostlarını seçebiliyor benim bu hayattaki en büyük şanslarımdan biride bu melek yüzlü dost her anımı güzelleştiren elinde öyle güzel bir değnek varki dokunduğu herşeye ışık saçıyor.. diliyorum bu hayattaki ışığın hiç bitmesin..Hayatın bana kattığı en özel insan kardeşim,ailem,sevgilim neyle tarif edilebilir bilmem ama güzel olan insan iyiki iyiki asıl sen doğmuşsun benim ben olmama sebep olmuşsun hayatımdasın yanımdasın sevgin,gücün bir mucize kızımdan sonra hayatımdaki en büyük anlamlardan biri çok seviyorum seni ve şükrediyorum Rabbime bu güzelliğin hayatımda olmasını yanıbaşımda kalmasını sağladığı için..

Kendi doğumgünümde onun için yazdığım satırlar bunlar geçtiğimiz senede bunları yazmışım bir 20 sene sonra ne yazarım bilmiyorum ama hayatımın son 10 yılındaki her güzel olaydada her kötü olaydada hep yanımda hep elimi tuttu. Çok görüşemesekte son zamanlarda,çok konuşamasakta ayrıntıları paylaşamasakta her buluştuğumuzda kaldığımız yerden devam ettik.Sitem etmeden,ufak serzenişlerle geçirerekten. Senin her yaptığın şeyde var.Sevgi çok başka bir duygu ben sana hiç onu sev demedim mesela ama sana sorsam en çok kimi seviyorsun diye bilinçli cevap verecek olsan Kuzu teysemm dersin ki ağzından bal akar.O kadar ki güzel olan herşeyi o yapar,o almıştır elini her attığın şeyde onun muhakkak bir emeği bir katkısı olmuştur.Olmayanlarada sen ilave etmişsindir.Abartmıyorum gerçekten onu hergün soruşun; gitmek isteyişin odandaki parmak boya resmine bakıp onu anışın belki her gece başucundaki resimle ona iyi geceler deyişin bu sevgi bu duygu nasıl tarif edilebilirki..

Böyle içim çoşuyor biliyorum sende aynı hissediyorsun ve bizede bunu hissettiriyorsun. Sevgi çok güzel Şaire sormuşlar sevilmekmi sevmek mi diye demiş sevmek banada sorsalar sevmek derim.Bana sevgiyi hissettiren gönlü çok güzel olan gül yüzlü dostum İyiki doğmuşsun iyiki benim hayatımda olmuşsun.Hayat sana hep en güzel olanları yaşatsın.Öyle güzel bir gönlün varki melekler hiç yanından eksik olmasın.Benim içime güzel hisler koyduran içimdeki fesatlıkları uzaklaştıran gül yüzlü arkadaşım herşeyin en güzeline en mükemmeline layıksın.Senin güzelliğini hakedecek biri olmadığından bu hayatta o prensi beklemektesin.Biliyorum hissediyorum bir gün çok ama çok mutlu olacaksın.

Bütün güzel anılarında yanıbaşında olmak isterim.Seni çok çok seviyorum.Kendine çok çok iyi davran çünkü herşeyin en güzelini haketmektesin.Kendinin kıymetini bil:) Çünkü ben,çekirdek ailem,geniş ailem seni çok ama çok sevmekteyiz. Hayatımızda oluşuna şükretmekteyiz.

Binlerce kez iyiki doğdun,iyiki varsın,iyiki hayatımızdasın.




































Not:Sana Ada Deniz'in deyimiyle kalbimden binlerce öpücük ama kalbimden:)Ada Deniz çok sevdiklerine böyle diyor..Belkide annesi gibi anlatamadığını düşünüp kalbimden demeyi uygun buluyor..


16 Kasım 2011

Güzel olan her daim emek ister&

Hayatını çocuğuna adamış bir annemi,yoksa hayatını devam ettiren, işine, arkadaşlarına çocuğuna sahip çıkan bir annemi?
Biri çıkıp sen çok geziyorsun,çok çalışıyorsun hiçbirşeyden geri kalmıyorsun çocukla ne ara zaman geçiriyorsun diyecek diye nedense ödüm kopuyor..
Son zamanlarda kendime çok fazla vakit ayırdığımı düşünmeye başladım ama seni ihmal ettiğimide düşünmüyorum.Haftasonu Kapadokya gezisinde iş günümden çalıp (Cuma-Cumartesi) Pazar sabahı yanında oldum yine haftasonunu birlikte geçirdik.Pazartesi uyku saatinde sinemaya gittim,bugünkü seminer iş hayatım için çok önemli ikimizin ekonomik olarak sıkıntı çekmemesi adına.Yarın gece arkadaşımın doğum günü birşeyler ayarlayıp senide önce programa dahil edip daha sonra arkadaşlarla devam ettirmeye çalışacağım.  İkimize ait saatler dakikalar zamanlar fırsatlar oluşturmak iki katı enerji harcatıyor evet ama hayatımıda devam ettirebiliyorum böylece..Seni illk doğurduğumda bunun ayrımını yapamayıp iş hayatına veda edip kendimi tamamen sana feda ettiğimi sonunda depresyona girip ikimizinde mutsuz olduğunu hatırlıyorum.
Belki dışardan birilerine göre bu farklı görünebilir ama sonunda ikimizide mutlu ediyorsa böyle daha iyi geliyor.Ne zaman kendimle alakalı dışarda olsam seninde ihtiyaçlarından birşeyleri sıkıştırıyorum bu zaman dilimine geçen gece sinema öncesi Nt'den senin boyalarını ve istediğin masal kitaplarını aldım sabah onları gördüğündeki mutluluk tarif edilemezdi.
Hem seni hem kendimi mutlu ettim sonra bende gülümsedim.
Ve görüyorum ki güzel olan herşey çok ça emek istiyor evet çok yoruyor,bazen üzüyor,bazen bunaltıyor ama sonunda hepsine değiyor.
Uğraşlarımızın iyiye gitmesi beni çok mutlu ediyor.Anlattıklarımızı bu kadar güzel kavraman masal kahramanlarının yerine kendini koyman ve kitaplara bu kadar düşkün olman her gittiğim yerden sana getirdiğim broşürleri dahi saklaman ileride büyük bir kütüphane arzusu uyandırıyor.
Yaşantımı hem bu kadar güzel hale getirip beni mutlu ettiğin için sana binlerce teşekkür.
"Evet çok güzelsin ve biliyorum her güzel olan şey bolca emek istiyor"

15 Kasım 2011

Tamam mı?


Cumartesi,pazar evde full yatıştaydık burnumuzu bile uzatmadık dışarı, habire yaptık habire yedik hiç mi hiç doymak bilmedik.
Seniz izledik.izlemeye doyamadık nasıl bir enerjin var nasıl bir hareketliliğin şaşarak izledik.
Her yaptığın şey keyifli sanki ilk defa yapıyormuşsun gibi heyecanlı.. Yaptıklarını heyecanla anlatmaya çalışırken kelimeler birbirine karışıyor üst üste geçiyor zor anlaşılıyor. Acele acele konuşarak bide her konuştuğun cümlenin sonuna bir Tamam mı? ekliyorsun . Ben düzeltmeye çalışırken kendimi de sonuna bir Tamam mı eklemiş bulunuyorum kahkahalarla gülüyoruz.

Bide bu suluboya aşkı ne olacak bilmiyorum.Ne yapmak istersin AdaDeniz sulu boya fix ve her defasında ilk kez yapıyormuşcasına bir heyecan bir mutluluk hali her sefersinde bir adım öteye ve her defasında o bardağın yere devrilişi her tarafın su oluşu..



11 Kasım 2011

Rapor

Çocuk: Anneanne sana bir şey diyeceğim; ama anneme söyleme!
Anneanne:Söyle yavrum
Çocuk:Annemle babam kavga ettiler biliyormusun?
Anneanne:Olabilir evladım bazen anne babalar böyle yapabilir
Çocuk: Annem babama gitt diye bağırdı,babamda ona çok bağırdı ben ağladım,annem bana üzülme dedi
Anneanne:Annende babanda seni çok seviyor..
Çocuk:Annem babama kızımı alır giderim dedi babamda ona çok kızdı..Sonra ben ağlayınca birlikte markete gittik bak bana Caillu'lu bardak aldı babam,annemde boyama kitabı..
Anneanne: Tabi yedikleri haltı kapatmak için senin gönlünü yapmaya çalışmışlar yavrum

Zırrrrrrrr:Telefon annem siz bayramda çocuğun yanında kavga mı ettiniz,ayıp değilmi?

Ben dumurr yok öyle birşey desemde annem tabi kurt inanırmı sen nerden duydun dedim mecburen Ada Deniz hepsini rapor etti harfi harfine:) demez mi?

Gülermisin-ağlarmısın durumları; bazen insan kendini kaybediyor biliyor kaybetmemeli ama olabiliyor.Anlamamış duymamış gibi davranan çocuk numara yapıyor kaset misali hepsini kaydediyor bir kez daha şahit oldum.

Balık nasıl pişirilir?

Tarifini veriyorum: Zamandan çalınan bolca müsait bir günde,Olta, Yanına bir arkadaş çokça sabır.. alınır ve balığın bol olduğu bir mekan belirlenir.Burası boğazın akıntısınında olduğu Sarayburnu yada Sarıyer olabilir zamana ve şartlara  bağlı olarak balık yoğunluğu belirlenir..Olta sallanır sabırla beklenir ve koca günde emekle tutulmuş 2kg kadar istavrit eve getirilir.
Ve denizkızı bu balıklara bakar susar anlar ve izler
Babacık izin günlerinden birini balık tutmaya ayırmış balıklar eve poşetle değil kovayla gelince sen oltayla tutulduğunu anladın ve babana suratını büzerek ağlamaklı ses tonuyla "beni neden götürmedin" diye sordun..Büyüdünde mi küçüldün acaba yada aslında yetişkinsinde bize çocuk numarası yapıyorsun anlamış değilim. Biz öylece kaldık soğuktu falan dedi ama tabi kar etmedi uzunca bir süre trip attın.Anne devreye girdi ve bu balıkları denizkızım pişirecek dedi ve koca bir evet ile balık pişirmeye koyuldun..
Aralarda müdahale ettik malzemeleri koyduk çevirdik bunları yaparken senden bolca zılgıt yedik..
Ama değdi..Ortaya lezizmi leziz bir akşam yemeği çıktı ve bize parmaklarımızı yedirtti.
Bu kadar sevgiyle yaptığın  balıklara yerken elini bile sürmedin. Hadi yemeğe dediğimde suratını büzdün yemek bitene dek hiçbiriyle muhatap olmadın.Sanırım bu kadar güzel canlılar yenilmesine anlam veremedin.Bende fazla ısrar etmedim ama itiraf ediyorum her salatanın içine bir parça balık sıkıştırdım.









Kıskandım

Sabah uyandığında bugün pazarmı dedin içimi ezen,kalbimi acıtan cümleyi kurup pazar olsun işe gitme dedin.Bende çok isterdim bugünün pazar olmasını ama ne yazıkki bugün Cuma..İşlerin en yoğun olduğu gitmem gereken uzun bir cuma..Ama süpriz olan babacığın tatilinin bitmeyişi bayrama 4 gün daha ilave edişiniz.Sizin için pazar olması..Peynir ile Zeytin'i ziyarete gidişin..

Onlar kim mi ? Fatih amcanın sana yaptığı 2 adet süpriz  tavşan biri siyah biri beyaz..Onlara isim verişin sesin kısılana dek bağırışın sevinç çığlıkların bazı anlarını anlatmak resmetmek imkansız çok sevindiğinde birde sinir krizlerinde..Her ikisinde sonu olmayan bir çığlık hali..Babacık sormuş ne yapalım kızım diye tavşanlarıma gidelim diye çığlık çığlığa kalmışsın.Az önce aradığımdada mutluluktan konuşamadın kelimeler karmakarışık heyecan dorukta bir çığlık bir mutluluk hali..

Kaldıki bayramda babaanneden dönüş yolunda bize bahçeli bir ev alalım dedin. İçine zürafa,kanguru ve beyaz bir köpekçik koymak istedin tavşanların,kuzuların,mölerin,bıldırcınların zaten var.Babaannenin terasında koca bir kafes içinde bıldırcınların var ineklerin ve koçun kurban edildiğinden habersizsin onlarında yaşayabileceği kocaman bahçeli bir ev istedin. Bizde alırız kızım dediğimizde hadii alalım diye uzunca bir süre ısrar ettin.

Çocuk olmak çok güzel dedirdiyorsun.Kanmak böylesine ufak şeylerle dünyanın en mutlu insanı nasıl olunur bize öğretiyorsun.

Siz şimdi babacıkla gezmelerde-tozmalarda bense evraklar-telefonlarla boğuşmaca bu durumu çok Kıskandımmmmmmmmmmmmm

Bayram

Sabahın 7'sinde uyandık,süslendik püslendik, oje sürdük ,ruj sürdük kıkırdadık babacığa süpriz yaptık laylay şarkılar söyleyerek babaanneye yola çıktık.


 Biz bu bayram yedik,içtik,gezdik, eğlendik,seviştik, koklaştık, yemek pişirdik ,arada kavga ettik ama çok güzel anılarla bayramı bitirdik.

05 Kasım 2011

Bayram(lık)

Dün iş çıkışı sana bayramlık almaya gittim.Sabah sana sormuştum ne istiyorsun bayramlık diye portakal rengi pantolon istedin benden..Sana kalırsa herşeyin portakal rengi olmalı..Gezdim tozdum içime sinen tek portakal renginde birşey bulamadım.Ama sana çok ama çok cici şeyler aldım.Herbirini üzerinde hayel edip çok güzel olacağını düşünüp kikirdedim.

Benim çocukluğumda bayram demek yeni kıyafetler, ayakkabılar demekti.Çünkü bayramı beklerdik yeni birşeyler alabilmek için ya okullar açılırken alınırdı ayakkabı yada bayramlarda ekonomik durumumuz ona müsaitti o yüzden herşey apayrı kıymetli bambaşka değerliydi. Hayatım boyunca bunu hiç sorun etmedim ama sen öyle değilsin her an her dakika alışveriş yapıldığı için bazı şeyler sana benim gözümdeki gibi değerli gelmeyebiliyor.Ama biz seninde manevi değerlerine sahip çıkan bir birey olarak yetişmeni istediğimizden bayramların özelliğini güzelliğini yaşatmaya aşılamaya çalışıyoruz.

Herbirini denedin bazıları pek içine sinmedi çünkü sen portakal rengini hayel ettin biliyorum onu görmek istedin ama bugün sana portakal renginde süpriz yapacağım.

Seni heyecanladıran tek şey inekli çantan oldu sevdin kokladın öptün onunla uyudun.Sabah kaltığında ilk iş boynuna astın babacık hazırlan kızım möööölere(ineklere) bakmaya gideceğiz dediğinde hemen oyuncaklı çantanı gösterip oda gelsin dedin.Ve içimizi ezen cümleyi kurdun möööö leri kesmesinler baba dedin.Sanırım tv de gördün duydun.Böyle olmayacağını mölerin kesilmeyeceğini sana anlattık.Biraz duygusallaştın.

Bizi öpüp yolcu ederken sebepsiz bir nedenle içini çeke çeke arkamızdan ağladın..Bayram modundan çıkıp bizim işe gitmemize içerledin yada ben öyle düşündüm.
Bayram çoşkusu çocuklarımızın hafızalarında apayrı yer ediyor. Hüzünlendim bende senin bayramları hep benim hatırladığım gibi hatırlamanı dilerim sevinçle çoşkuyla şeker çikolata aşkıyla çeşit çeşit bayramlıklarla,yeni elbise yeni ayakkabılarla..

Annem başucumuza koyardı bayramlıklarımızı eskiden akşam bende öyle yapacağım ayakkabılarıma bakardım uyanıp uyanıp duruyorlarmı diye.Bayram sabahı babam namazdan dönene dek ev mis olurdu yemekler tatlılar yapılmış olur, kahvaltı hazır, hepimiz giyinmiş kuşanmışız hazır ve nazır babamı beklerdik.Kurban bayramlarında köyde olurduk o apayrı güzeldi.Yine güzel olacak çok mutluyum.Babaanne de büyük bir kalabalık bizi bekleyecek sonra bana çocuklara masal anlatma faslı düşecek geçtiğimiz sene hepiminizi zaptedenene dek canım çıkmıştı büyük çocuklar kurbanı iliyorlardı onları öyle olmadığına ikna edene dek pek gülüp çok eğlenmiştik.

Güzel anılar,güzel bayramlarımız olsun..Sevdiklerimiz huzurlu mutlu olsun...Babaanneler anneanneler sağlıklı olsun.Hayatımızdaki herkez güzellikler yaşasın iyi bayramlarımız olsun..

Sen hep güzelliklerle hatırla bayramı bayram(lık) denildiğide bizim yaşadığımız o heyecan olsun içinde.Portakal tadında..


04 Kasım 2011

Aslında tek ihtiyacım olan..

Arabada son ses dinlediğim bu şarkıyla kendi kendimi pestilini çıkartana dek ağladım müziğe verdim bütün hırsımı sanki şarkıylaydı bütün kavgam.Yol boyu bir adım ilerlemeyen trafiğe küfür ettim trafik açıldığında gaza bastıkça bastım eve vardığımda baya bir deşarj olmuştum.Önce dağıldım sonra sakinleştim.. durdum! düşündüm! toparlandım!  yada toparlanmış gibi yaptım! tam bilgiyorum ama parçalarımı toplamış bir bütündüm ;

Üstümüzü giyip seninle yürüyüşe çıktık.. Kuru ağaç yapraklarını topladık.. sessiz sedasız parkta birbirimize yaptıklarımızı anlattık..Sana seni ne çok sevdiğimi aslında sana değil hayata kırgın olduğumu özetlemeye çalıştım.Bazen anlamayan gözlerle beni izledin parktaki sessizliğe anlam veremedin ıslak banklara oturduk.Islanan ellerini koynuma sokarak ısıttık kaynaştık seviştik anlaştık.

Dönüş yolunda topladığımız yaprakları yıkayıp kurutup boyamak üzere sözleştik.  Bahçede ben avare yürürken sen bir salyangoz buldun burnumun ucunu zor görürken ben senin o salyangozu ağaç yaprakları arasında görmene vede tanımana bin hayret ettim.Küçük bir arkadaşlık kurduğun salyangozu eve götürmek istedin sonra onun bizim evde mutsuz olacağını,ağaçlara,toprağa,yağmura ihtiyaç duyduğunu anlattığımda sessizce salyangozu ağaç dalların arasına bıraktın hiç itiraz etmedin.Hoşçakal dedin..Bense öylece izledim..
Çocuk olmayı düşledim,her söylenene inanmayı..Ufacık şeylerle mutlu olmayı olabilmeyi..


Aslında asıl ihtiyacım olan şeyin;

biraz anlayış..
biraz sessizlik..
biraz temiz hava..
olduğunu fark ettim..

Not:Sabah salyangoza baktığımda bıraktığımız yerin birkaç adım ötesindeydi..Ona günaydın dedim önce kendime salyangozun gerçekten mutlu olup olmayacağını sordum..düşünüp gülümsedim..

03 Kasım 2011

Ben eksik,sen tam!!

Sabah 9:00 çık evden çoğunlukta sen uyurken bazıları uyanık olsan dahi bir yarım saat görüşme..Akşamları apayrı yemekti sofraydı,üstbaş dinlenme derken kış modunda erken den uyku hali..Kendimle kavga içindeyim son günlerde hayatımı yaptıklarımı,seçimlerimi sürekli sorguluyorum.Bunu ne zaman yapsam kendime düşman oluyorum etrafımdaki herkezde bundan nasibini alıyor.

Olmuyor ne yapsam eksik,yarım gözümede kulağımada beynime ve kalbime hoş görünmüyor. Anneliğimi sorguluyorum,nasıl bir eş olduğumu,nasıl bir arkadaş,nasıl bir iş kadını..Hepsinden sınıfta kalıyorum beceremedim elime yüzüme bulaştırdım deyip hayata sana bana bize küsüyorum.

Böyle zamanlarda kalabalık olmamız evde hoşuma gidiyor bir yandan ben tepkiliyken herşeye sen benden göremediğin ilgiyi alakayı muhakkak bir başkasından görüyor ve çok etkilenmiyorsun benim ruh halimden bu sevindirici yanı.Ama benim yaşadığım vicdan azabı,kafamı kemiren sorular-cevaplar bunlar yokmuş gibi yapamıyorum.Dün farkettim işe sarıldıkça sarıldım eve gitmek istemediğimi bugün sorguladım kendimi neden -nasıl annelik öyle sıkldığında kenara koyabileceğin bir his değil diye ama kendimi bildiğimden keşke gitmeseydim dedim Dün yaptığın her davranış her sevimli olay bile bana battıkça battı devleşti çirkinleşti ve benide çirkinleştirdi.Kendimle kavga halinden yorularak gidip uyudum bugün yine aynı ruh hali..

Vicdan-sorgular-cevaplar mutsuz bir ifade ..Alıp başını gitme isteği ..Hep olumsuz düşünceler beynimi kemiriyor.İçinden çıkamayacak işyerinde sabaha kadar çalışacak bir ruh halindeyim.Eve gitmek için saniyeleri sayarken oysaki.Gün geçtikçe eksiliyorum yapamıyorum beceremiyorum diye devam eden kendime kurduğum cümleler..

Birkaç güzel şey yapabilmek adına nette araştırayım dedim yapabiileceğimiz aktiviteleri..Sanada banada iyi geleceğini düşünerek(İç ses-en çok bana) Okudukça her yapılanları gülümsedim mutlu oldum birçoğunu ben görmesemde evde yapıyor olman hoşuma gitti.Patates baskılarından boyalar yapmışsınız Hülya ile geçenlerde..Sonra havuçlu kek..Anne anne ile yemek yapıyormuşsun..Leğende balık yüzdürmeyi çok seviyormuşsun..Biliyorsun kavrıyorsun öğreniyorsun babacık ceviz kırmak için bir alet almış geçenlerde ben uğraşırken nasıldı nerden diye sen gösterdin anne bak böyle diye..
Senin böyle dolu olman ben yanında ol(a)masamda yüzümü güldüren,içimi kemirense iyi bir rehper olup yapmam gerekenleri yapmayıp şu an burada mızmızlanmam.

Annelik mi kadın olmak mı bilmem !
Ama çok mutsuzum..
Zamanın yetmeyişine kızarken eskiden..şimdi kendi yetmiyor oluşuma diyecek laf bulamıyorum..
Bir an önce geçmesini diliyorum!


Sınavların en zorlusu, kendime yetip yetmediğimi sorgularken senin tam kendimin eksik olduğunu görüyorum!

01 Kasım 2011

Geçti gitti

Bazen bir rüzgar esiyor sanırsınki karayel bazende öyle sıcacık ılık ılık içimi ısıtıyor.Ama bu günlerde senden gelen hava sıcacık içimizi bu soğuk kış günlerinde  ısıtır cinsten.
Hafta sonu sen benden uzak ben senden uzak 2 gün geçirdik doğduğundan beridir ilk uzun ayrılığımızdı.Sürekli telefonlaştık giderken duygusallaştım ya bana bir şey olursa yolda acıklı anne seramonisi bebeğime iyi bakın  size emanet bakışı hoşçakal anneciğim diyerek sevgi ile uğurladın.
Babacık hafta sonu izinliydi dolu dolu 2 günde neler yapmışsınız bana anlat anlat bitiremedin "Tatlım" diyorsun babacığa oda sana ama hilafsız her kelimenin ardına öyle sempatik öyle sevecenki..Anne bağırması azarı olmadan yaptıklarınız pek keyif vermiş anlaşılan ev hala darmadağan..Ama bizde moraller o biçim yüksek herkezin istediği olunca hayat daha bir güzel oluyor sanırım..
Bide bir  gevezelik genlerle alakalı..Buna kanaat getirdim..Öyle çok konuşuyorsun ki dinlerken cevaplarken düşünürken yoruluyorum gerçekten..Bunun bir nevi rahatsızlık olacağını düşünüyorum önce ama anneannen sonra kendimi düşünüyorum genlerimizle bir bağlantı kurup ilerleyen yaşlarında daha az konuşmanı diliyorum..
Dün çok eski bana ait bir oyuncak fare bulduk evde ben bunu çok sevdim dedin bende sana sen en çok neyi seversin dediğimde babamı,annemi severim diye ekledin.Bizim seni nasıl sevdiğimizi bir bilsen dedim sarıldık öpüştük hayatımızın hep bu kıvamda olmasını diledik.
O aksi Denizkizimizin yerine gelen kızımızı daha bir sevdik..Mutlu olmayı daha daha çok olmayı senin en çokk hep bizi sevmeni çok ama çok istedim..
Kapadokya turunda ise Sensiz sizsiz eksik gibiydim koşturmadan yorulmadan yapma etme demeden bu yolculuk beni çok fazla mutlu etmedi ne yalan söyleyeyim ben alışmışım bize ben artık yetmiyor.Yalnızlık pekte iyi gelmedi sizinle pizza yapmak,kuşlara kafes yapmak belki daha çok keyif verebilirdi.Dönüşte beni sen karşıladın sarıldık öpüştük koklaştık kokun olmadan bu hayat bana yetmezbunu birkez daha hissettim.Allah kimseyi evladından evlatlarıda annelerinden ayırmasın..
Kötü günler geride kalsın biz bugün itibarile mutlu çok güzel başlangıçlara imza atalım..
Bu sevimli penguenler gibi her nerede olursak birlikte olalım,yaşadığımız şartlar,imkanlar,üzüntüler bizi hiç ama hiç ayırmasın..Güzel güneşli günleri hep birlikte karşılayalım.




1.11.2011 bize hayatımızda en güzel 1 leri getirsin yanlarına bolca anılar koyalım..

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails