28 Eylül 2011

118 nerede yaşar?

"118" nerede yaşar!!
Büyümek,öğrenmek..
Bu soru ne tuhaf değilmi bazen soruların karşısında öylece kalıyorum.Dün seni uyuturken bana bu soruyu sordun kesmedi,arkasından ağaç nerde yaşar dedin,sonra ayaklarım nerde yaşıyor başka birkaç şeyi saydın sayıklayarak uyudun ..Bense nasıl anlatmam gerektiğini bilmeden izah etmeye çalıştım.Çünkü hiç hazırlıklı olmadığım bir soru ile karşı karşıyaydım..Öyle bir dönemdeyiz ki ne nette var izahı ne doktorlarda ne kitaplarda..
Soru cevap nerden hangi konudan geleceği hiç belirsiz hemde anlamaya çalışan gözlerle..Anne olmanın bir hali daha bitmek tükenmek bilmeyen bir sürü anlamsızlıklara anlam katarak izah etmek anlatmak öğretmek.. 118'i son zamanlarda tv reklamlarında çokça duyar olduk senin hayalinde bu sayılar bir canlı halini almışlar belli ki nerede yaşadıklarını soruyorsun.Bense bunun sadece bir rakam sayıdan ibaret oldunu bir canlı olmadığını ve sadece telefonda tuşlayınca karşımıza çıkan kişlere kısa yoldan erişmeye çalışılacağını sana uygun anlatmaya çalışırken başka başka binlerce soru daha..
Ve bazeen o kadar çok konuşuyorsun ki böyle güzel falan gelmiyor bu kadar konuşman daha 2,5 yaşında bu kadar geveze olman beni ürkütüyor.
Seninle nasıl başedeceğim diye bir telaş sarıyor herşeye öyle güzel cevap veriyorsun ki bunları ne anlatmaya fırsat nede izahat edecek bir ortam bırakıyorsun.Öylece tak tak cevap anne kalıyor..Bazen kızıyor hemde çok nerde hata yaptım demeler başlıyor.
Öyle çok üzerine düşen bir yapımız yok..En büyük uğraşımız seni güçlü kendine güvenen tek başına ayakları üzerinde duran bir birey olarak yetiştirmek.Mesela düştüğünde çok canın yansa dahi anne deyip ağlamıyorsun çünkü her düştüğünde sana müdahale etmedik.Kendi kendine başarabilirsin sen bunu yapabilirsin deyip her yaptığın şeyde sana fazlasıyla cesaret verdik.Şimdi bir takım şeyleri kendin daha çok bildiğini iddaa edip "Anne öyle olmaz böyle" deyip benimle çene yarıştırıyorsun.Bide işine gelmeyen her konuda "Ben çok üzüldüm" deyip duygu sömürüsü buda beni üzme deyişlerimden geliyor sanıyorum
Bu sıralar seni anne kendimi çocuk gibi hissediyorum.Sen bana yol gösteriyorsun,apansızın gelen sorularına ne diyeceğimi düşünen, bir anne buluyorum bana bunu yaşatıyorsun.
Bense bu kadar anlamsız dünyayı sana anlatmak için en doğru kelimeleri arıyorum haberleri izleyemiyorum her izlediğimde içim tuhaf oluyor dağılıyorum üzülüyorum ve çoğunlukta ağlıyorum.Bu dünya sana anlattığım kadar güel değil yavrum biliyorum.Senin hayalindeki 118 burada yaşamıyor..Ağaçlarımızın yaşayabildiği masallardaki ormanlar da yok onun yerine her yer bina ,işyeri,tesis..Ülkemiz her yeni bir günde içinden çıkılmaz bir hal alıyor.İnsanlar,bebekler türlü türlü sebeplerden ölüyor.Ağaçlar bebekler insanlık katlediliyor.
Sense bu dünyaya birde yanında kardeş isteyip bizi düşündürüyorsun.Bana neden kardeşim yok dedin olacak dedim bende ben bakarım ona diyede ekledin adını bile bulmuşsun bizi çok şaşırttın.Şimdilerde bizde bir olmayan "bulut" heyecanı sen de ise bir neşe bir neşe..Bizde ise yine bir düşünme hali..

"29" oldum bu arada kardeş için düşünmeye başlamalı aslında zamanı geçmeden çünkü biz 5-10 sene düşünüp öyle karar veriyoruz.Bana kalsa bu dünyaya 1 çocuk bile fazla ama sevgiside öyle güzelki..
Doğum günümdebana "iyiki doğdun anneciim" diye haykırdın..Bu sözler benim kulaklarımdan hiç gitmeyecekdhada çoğalsa ne güzel olurdu.Bu arada "ciğim" takısı olmadan kimseye hitap etmiyorsun buda çok hoşuma gidiyor..

Ne yazdım ne anlatmak istedim bende anlamadım..Ama not almak istedim..

Şimdi bu 118'e nerede yaşadığını sorsak,seninle Bulut'un alakası nedir desek,Hayat niye böyle deyip küçük kızımızın soruların cevabını sorsak acaba bilebilirmi?


21 Eylül 2011

Tık Tık Kim O:)

Ben tembelim kanaat getirdim hemde çok yazmayı böylesine sevipte şuraya iki kelime yazmaktan resmen acizim...Ama teknoloji mahduruyum da aynı zamanda laptop sürekli hata veriyor, işyerindeki pc çok yavaş,cep telefonundan zor oluyor..derken mazeretlerimin ardı arkası kesilmiyor.Oysa her bloga girdiğinde artık düzenli yazacağım diyede ekliyorum yazamayışımın nedenlerinden biride fotografları düzenleyemeyişim pc lerdeki sorunlardan dolayı hergün köşe yazarlarını okuduğumda gazetelerde beynimde kelimeler uçuşuyor uçuşuyor sonra ben klavyenin başına oturana dek hepsi Pöff..Aslında ne çok azimliydim yapıcam dedimmi sonuna kadar en iyisini yapana dek gündeme gelene başarıyı yakalayana dek hiç bırakmazdım.Zaman geçtikçe sanırım yaşlanıyorum.Eski enerjimi bulamıyorum bazen..Son zamanlarda yağmurlu havalarda ise dizlerim ağrıyor daha 30 olmadan nelerden bahsediyorum..Bazen tükendiğimi hissediyorum sanırım buda havalardan..Sonra bazen içimde kelebekler uçuşuyor her gördüğüm insana seni çok sevdim ne güzelsin diyesim geliyor böyle olmayı daha bir çok seviyorum ne zaman enerji yüklü olsam o gün hep dostlarım arıyor e-mail ler yağıyor mesajlar geliyor birileri görüşelim diyor sözleşmişcesine yetişemiyorum..Hayatım dahada renkleniveriyor..Ama diğer türlüde bir başladımı ardı arkası kesilmeyen sorunlar problemler çözülemeyen konular geliveriyor..

Evdi işti anneanneydi,teyseydi,düğündü, gezmeydi,okuldu fasıldı derken çok büyüdün..Kocaman oldun meleğim benimle kavgaya tutuşacak kadar cevap verip odana kendini kapatıp yatağında ağlayacak kadar..Bende geçenlerde bıktım bıktım senden diye bağırdım niyeyse ne zaman bıktıysam o arada gelen üst üste anlardan biriydi sanırım.Pazar günü bizim evde bir merasim vardı bu merasim sırasında çok gülmüştüm bu gün o güldüğüm merasimin trajı komik olanı gerçekleşti..Nasıl öğrendiysen kapı açmayı öğrenmişsin çelik kapıyı kapı çaldığında açtın bizim de bir hoşıumuza gitti bu olay resmen merasim halinde coşkuyla  kutlandı evimizde sırayla dışarıya çıkmalar kim o demeler espiriler,kahkahalar,anneanneye telefon açıp bilgi vermeler videoydu fıtıofartı tebrikti derken sen bu olayı çok güzel bir kavradın..

Bugünse anneannen kapıda çöpü koyarken kapı kapanıveriyor  dışarda kalıyor,Sen içerde uyuyorsun,ocakta yemek,pencereler açık, bizi aldımı bir telaş Film gibi seneryolar..Olayı büyültmeler..öyle böyle deyip çilingir ayarlayana dek sen uyanıp anneanneye kapıyı açıyorsun..

Yine söylüyorum her konuda Eğitim Şart,bide açmadan kiimmm oooo diye seslenmişsin öğrettiklerimizi harfiyen uygular gibi.

Demekki bu hayattaki hiçbirşey boşuna değilmiş herbirinin yeri,vakti ve anı varmış bizide bugün gelmiş bulmuş..


Not:Unutmadan yazacaklar çok,Böğürtlenli Orman gezimiz,Bayram Tatili,Şeker kız Candy,Balık Nemoyla tanışma ve Kuzu teysem almanya'dan geldi,Lülü okullu adları altında çok yakında bu sayfada bu rada..hemde yayınlanmayı bekleyen onlarca foto eşliğinde..

Herzaman tesadüfler böyle güzel olmayabilir

18 Ağustos 2011

Oniki



Acı,tatlı,ekşi,tuzlu tam tamına biten geride bıraktığımız 12 Kocaman Yıl..Biz babanla bir yolculuğa çıktık sonunu,ortasını,başını bilmeden bu yolculukta tanıdık birbirimizi.. Zaman geldi kızdık bağırdık yolları ayırmak istedik herşeye herkeze rağmen biz bu yolu baya bir katettik.. Çok ama çok mutlu olduğumuz zamanlarda oldu günlerce susup hiç konuşmadıklarımızda ama biz birlikte yaşlanmayı senden sonra daha bi öğrendik..Daha sade daha beklentisiz,daha olduğu gibi..Kabullenerek bazen de kabullenmiş gibi yaparak ama tüm bunlara rağmen hep biririmizi içten içe çok sevdik..
Yıllar,zaman, hatalar, yanlışlar insanlar bizi çok yıprattı..bazen kader dedik bazende çok sitem ettiik yine zamanla bunlara alışmayı takmamayı kabul ederek yaşamayı birbirimize öğrettik.Şimdilerdemi seninle birlikte bir aileyiz deniyoruz,olmasını çok istiyoruz,daha az konuşuyor daha çok susuyoruz.Ama herşeye rağmen biliyoruz ikimizde farkında olmadan delice seviyoruz..Bitmesin güzel sürsün istiyoruz.Çok çabalıyoruz.Sen ikimizi mutlu görmeyi çok seviyorsun her çocuk gibi..Bizde kendimizi senin baktığın yerde bulmak istiyoruz..Sen hayatımıza geldiğinde biz üçümüz yeni bir çizgi çektik ve hayatımıza hep güzel çok mutlu günler istedik..Öylede oldu ..Seninle sanki herşey daha bir pembeleşti daha bir güzel görünür oldu..Dün gece birlikte dışarı çıktık babacıkla arkamızdan "benn" dedin niye yanımızda olmayışını anlamaya çalışan bir ifade ile sonra bizi öperek uğurladın evden.Çok güzel bir gece geçirdik.Eski günlerde olduğu gibi ..Belki yine dile getirmedik ama içimizden "Birlikte bir oniki yıl" daha istedik..İlk tanıştığımızda birbirimizin kulağında fısıldadığımız ve o şarkı çalıyor şimdi nasılda duygu dolu nasılda hatırlatmak istercesine bu günleri ne çok beklediğimizi ne çok hayel ettiğimizi geçmişe götürür gibi..aslında çok bildik tanıdık sadece zamana yenilmiş yıpranmış biraz eskimiş ama yine o gnkü gibi çok güzel..

En sevdiğin

Senin şu iki senelik hayatında en sevdiklerini sıralarsak bebeklikteyken meme emmek,suda oynamak şimdilerde ise bunu yerine denizde yüzmek..
Bir başka çok sevdiğn var ki..
Resim Yapmak..
Resim yapmayla henüz 17 aylıkken tanıştın o gün bugün aranızda nasıl bir bağ var ben bile çözemedim.Evde duvarda asılı parmak boya tablonu eve her yeni gelene gösterip ben yaptım diyorsun gurur duyarcasına
Sulu boya yada parmak boya resim yapmak bebekliğinden beri senin en büyük vazgeçilmezin..
Seni resimle uğraşırken seyretmek öyle zevk veriyorki..Kendinden geçiyorsun uyuşuyorsun atölyede de böylesin çok ama çok mutlu bir ifadeye bürünüyorsun ..Sadece resim yaparken susuyorsun içine kapanıyor farklı bir boyuta geçiyorsun.
Çikolata ve Dondurma olursa bununla beraber zevkten dört köşe evde çığlığı basıyorsun..
Bizede sadece seni öylece izlemek kalıyor..


Yazmak istedim..Birgün bu alanda çok çok başarılı olursan çocukluğuna inmen gerekebilir..

12 Ağustos 2011

Zaman..

Güçlü olmak artık beni yoruyor herkese karşı dimdik olmak...arkasında durmak attığım her adımın yoruyor...Ki buralarda bilmem hangi uykunun hangi köşesinde…beklemedeyim hiç gelmeyecek olanı..
Uyan doğrul seni bekliyor düş değil gerçek seni bekliyor...
Yanımdaymışsın yalanına kendimi kandırırken derdin tam orta yerine düştüğümün farkında değildim elbet
kimseye arka bahçelerimden geçen katarların ağırlığını duyurmadım duymayın da artık beni bir yerlerde hep yanlış yapmanın telaşlı kıpırtısını yaşıyorken o yanlışın artık sonsuza dek düzeltilemeyeceğini bilmenin kıstırılmışlığı ile pusuyorum bazen....uzun süre gecelere küsüyorum...uzun süre kendime küsüyorum...uzun süre kaleme...kağıda küsüyorum...hayata küsüyorum
Denizin en sığ yerinden başladık yol almaya şimdi kara görünmüyor gerimizde…bugün mektuplarımı postalamak için çıktım sokağa en iyi kendime yazarım ben...`kış´ dedim, `henüz gitmek için hazırlık yapmıyor´...hala (d)üşüyorum..
Sen acıyı biriktirmeyi seversin .sen biriktirmeyi seversin....hadi devam et şimdi…kuru yaprakları...deniz taşlarını… gözyaşını… sorulamamış soruları …senden kalan sesleri… yaşanamamış paylaşılmışlıkları..birlikte harcamak üzere kalbinde biriktirilmiş zamanları ve hüznü…ve özlemi biriktirmeyi…
Siyah dedim en güzel taşıdığım renk...ve herkesin üzerinden akan renk...
Şimdi bunca karanlığın üstüne oturup bir mektup yazmalı ilkbahara
ve yaz´a`hadi renklerini topla da gel´ demeli...
Sen de sıcağı pek sevmezsin …güz´ü severdin sende…son baharı severdinbu yüzden mi hep sonbaharlarda sevdik biz..
Sonbahar gibi hep kaynayan bir neşeyle savrulurdun hayatın içinde
yaprak yaprak… yön seçmeden…Ben yüzüme kondurduğum hüzünle boyardım her şeyi…sen hazan yüzlüm olurdun …yağmur da başladı … Rüzgarın en delisi beni buluyor yine…O an, `dünyayı karış karış dolaşsam´ diyorum kendime...
Gülümsüyorsun...ne de çok yakışıyor gözlerine tebessüm…ki gözlerin hep güler(di) senin…şimdi Dünyayı karışlamayı unutuyorum gözlerinde...martıları da seversin sen …Gülümsüyorsun yine..
Ne de çok yakışıyor gözlerine tebessüm…
Oysa ben bugün kendime mektuplarımı postalamak için çıkmıştım sokağa...martılar dolan gözlerinde yitiverdim...
Bir an da… hiç olmayacak bir zamanda…
Bitmek varsa eğer..geçmişi ak sayfalara kaydedecek ..silmeyecek beyaza boyayacak zaman bitti ..
Bir an da..hiç olmayacak bir zamanda..
Kahraman Tazeoğlu
Zaman' rağmen Yol Arkadaşım'a
Not:Gökyüzüne baktığımda neleri hissettiği anlatamasamda Zamanın bizden çaldığı zamanların birinde..


11 Ağustos 2011

Bazen





Yağmurlu havalarda en çok bağıra bağıra dinlemek istediğim bu şarkı hep değil bazen alıp alıp götürüyor..

10 Ağustos 2011

2 yaşında bir çocuk ne yapar?

Anne ve babasına çok rahat hesap sorar..
"İşine geldiği durumlarda annesine bir genç kız edasında cevap verir..
İşine gelmediği durumlarda ise hiç duymamış anlamamış ne diyorsun edasında yüzünüze bakar"
Nedenmi?
Sabah evden çıkarken kafamda bir sürü soru işareti ile çıktım,Ben hazırlanırken ayna karşısında elinde bir oje bunu bana sür deyip durdun.. Oysaki akşam o ojeyi sinir krizine girme pahasına sürdüm ve 1 tşört heba ettik..Sabahta  tekrarlamamı istediğinde bende sana açıklama yapmaya çalışırken"Anne benimle konuşurken yüzüme bak dedin" dumur oldum  o anda karşımda sanki yetişkin biri var ve beni uslubüm konusunda uyarıyor..Kimdi bana bunu dercesine sanki 15 yıl öteye gittim ve küçüm kızım karşımda bana bir yetişkin edasında hesap soruyor..
Sonra koyuldum netten arşatırmaya 2 yaşında bir çocuk ne yapar diye nasıl davranır normalmidir,ne yer ne içer 2 yaşında bir çocuğun 2-3 kelime kurabilir metnini okuduğumda ise senin bize karga-köpek masalını  anlatışın tekerlemeleri ezbere okuyuşun ve herşeye çat-çat gayet uzun halde cevap verişin geldi aklıma..
Evde olan biteni anneanneye rapor etmeni es geçiyorum.Gündüz izinsiz yediğin şekerleri ise anne bak ben sana söylemiycem Şirin bana şeker aldı deyişlerini.
Evet büyüdün..Çok hemde..Gelişigüzel değil yaşatarak..Hepimize hayatı öğreterek..Hepimize farklı farklı anlamlar katarak..
Sabahları arabadaki sohpet konusu bu sıralar  hep aynı fix"Nekadar büyüdü artık,herşeyi anlıyor,ne yapmalıyız,çok ta akıllı" babacıkla fikir alışverişi bu kadar almaya müsaitken bünyen şimdilerde kara kara düşünüyoruz ne yapmalıyız diye "ağaç yaşken eğilir" misali..sana 2 yaşın getirdikleri bebek olmaktan çıkıp bir çocuk olmaya adımın gayet normal olurken biz şaşkın izliyoruz nasıl davranmalıyız diye bebek sahibi olmak çocuk sahibi olmaktan çok daha kolaymış bunu bir kez daha anlıyorum..
Biz başladık yani 2 yaş senronumuna hadi hayırlısı..

Bir çiçek yetiştimek bile ne kadar zor aslında,bir insan yetiştirmek de zaten kolay olmamalı,Ama herşey dozunda ve ayarında olduğunda ne güzel duruyor değilmi..Evlatlarımızıda güzel yetiştirelimki bu çiçekler kadar güzel dursunlar bakıldığında..Bütün çaba bundan yoksa çokta büytülecek bir şey yok aslında..

06 Ağustos 2011

Bu sabah bir umut var içimde


Herşey güzel olsun diye..Hayatımızda hep sevgi olsun diye..Sen çok mutlu ol diye..Hep gül diye..Sağlıklı ol diye..Bizi hep çok çok sev diye..Yanıbaşımızdasn bizimlesin diye..

Bir şey yap, güzel olsun..Çok mu zor ?O vakit güzel bir şey söyle..Dilin mi dönmüyor ?Öyleyse güzel bir şey gör veya güzel bir şey yaz....Beceremez misin ?O zaman güzel bir şeye başla..Ama hep güzel şeyler olsun...Hayatımızda hep iyi güzel şeylerin yaşanması dileğiyle..

05 Ağustos 2011

Hayatta herşey ters gitmeye başlayınca sanıyorsun ki hep öyle sürüp gidecek..Şükürler olsunki bu gün 2 doktor kontrolünde çok iyiydi doktor abla muayeneyi bırakıp bir ara seninle oyun oynamış hiç zorluk çıkartmadan oturmuşsun ve muayene olmuşsun.. Diş doktorunda ise aletler makinalar öyle dikkatini çekmişki hepsini incelemişsin fakat dişçi koltuğunda oturmak pek hoşuna gitmemiş  normal sandalyede oturup muayene olmuşsun bu kadar derdin tasanın içinde nasıl ilaç gibi geldi bir bisel sağlıklı oluşun..Ben raporları telefonda aldım daha henüz yanında olamadım birazdan gelip seni kollarıma saracağım..Şimdi bize iyi tatiller..Güzel başlangıçlar olsun artık hayatımızda..Bu şarkıyı dinliyorum şu sıralar yaşadıklarımıza armağan edercesine.

04 Ağustos 2011

...



Gülümse..

Yeni bir sayfa daha hayatımızda biraz hüzünlü ,biraz değişik ama bizim içine yeni umutlar koyduğumuz yeni bir başlangıç.Babacık işi bıraktı şimdilerde işsiz bunun ne demek olduğunu şimdi sana nasıl anlatabilirimki..O kadar çaba bir sürü emek hepsi bir anda..Püfff...Hayat işte bazen çok çok acımasız bazende gülebiliyor yüzümüze..Ama şükrediyoruz yinede her türlü halimize..
Bu yaşadıklarımızı olumsuz düşünmek yerine iyi yerlerinden bakmaya çalışıyoruz belki böylesi bizim için hayırlıdır zaman ne gösterecek bilinmez..Az önce Nehir'in annesinin yazdıklarını okudumda üzüntülerimiz yaşadıklarımız nasılda boş ve anlamsız geldi gözüme sen iyisin ya bizimlesinya biz herşeye rağmen hayata gülebiliyoruz ya gerisi ne kadar da boş ne kadar anlamsız..aslında kızgınlıklarım çoktu yazacağım anlatacaklarımda ama hepsini yazmaktan vazgeçtim güzel şeyler düşünmeye güzellikleri yaşamaya gülümsemeye karar verdim..
Herşeye ve herkeze rağmen..İyi yanlarından bakıyorum birazda yarın uzun zamandır gidemediğin diş ve cildiye muayenesine gidecesiniz babacıkla belki haftasonunda birşeyler yapacaksınız..Birkaç gün bizimle daha çok ilgilenecek son dönemlerdeki gibi herşeye öfkelenmeyecek akşamki gibi parkta yürüyüşe gideceğiz kumlarda oynayacaksınız daha fazla ve balık tutmak için biraz zamandan çalabileceksiniz.
Neyse herşey yoluna girene dek güzel vakit geçirecesiniz hiç olmazsa daha çok anılar biriktirmeye daha daha da çok mutlu olmaya...Herşeye rağmen Gülümse ..



30 Temmuz 2011

Nasılda "Zor"muş..


Şu sıralar hayatıma bakıyorumda bir sakinlik bir dinginlik akşamları evde resmen bir can sıkıntısı hali seninle oynadığımız oyunlar sonrasında senin erkenden uyuman..ve benim öylece kalmam.. dün gece öyle çok canım sıkıldıki son 2 seneyi düşündümde..
22 ay emmekle geçirdiğimiz emmeye dair bir sürü dip not çıktı hafızamdan..nasılda dolduruyormuş hayatımızı bir meme emme dediğimiz nasıl bir koşturmaca varmış hayatımızda..
İlk bebeklik günlerinde yara olan ağlaya ağlaya emzirdiğim yinede devam ettiğim emzirme günlerim
Evde kaldığım 5 ay içinde bir difriz dolusu sütü sağmak için beklediğim yemek saatleri..
Geceleri dinlenmeyle beraber olan sütten sebep sabahın 5'inde uyanıp süt depo ettiğim..
Ve tam 13 ay bir fiil her gün toplantının ortasında kalkan patronu surat 5 karış bakışlarına dayanmaya çalışan bir kadın..
Yoğun iş hayatını bırakıp öğlen eve koşa koşa gelen bir anne..
22Ay boyunca sürekli emzirdiğim ve sağdığım sütü 1 gün Ankara seyahati nedeniyle emzirmeyip mastit olup kıvrandığım..Antipiyodik kullanmayı red edip güncerce acı çekerek yinede inatla sütünü depolayıp yinede emzirme reformunu başarıyla bitirdim.
Hergece emzirmek için 3-4 dört kez uyandıktan sonra..
Şimdilerde 12:00-8:30 uyanıyorumya hayat nasılda bambaşka..

28 Temmuz 2011

Aramızda

Şu sıralar öyle güzel şeyler oluyorki miniğim ben bile bilmiyorum nedenini bir sevgi furyası bir aşkı muhabbet bir sevişmeler kendim bile hayretler içindeyim.Büyümenin en güzel yanıda ne biliyormusun artık her şeyi anlaman..Sevgimi fedakarlığımı mücadelemin farkına varman minnet duyar gibi gözlerime bakman,gülümsemen ve kollarıma atılman..Hep hayel ettiğim bir şeydi bu..Ben seni hep babacığın kızı kalacaksın diye hayel etmişim birgüün bizimde aramızda muhteşem bir bağ olacağı aklıma bile gelmemişti.

Dün gece kollarıma aldım seni göhsümde uyurken ninni söyledim bebekken çok söylerdim uyuturken Sonra birde ne göreyim gözlerinde kocaman kocaman balonlar duygulanmışsın bana bir sarıldınki hiç unutamam "Anne ben seni çok özlüyorum" dedin bide peşine..Ahh güzel kızım ben seni ne kadar özlüyorum bir bilsen o en güzel zamanlarında yanında olamamak büyümeni izleyememek akşamdan akşama seni görmek anneciğe nasıl ızdırap veriyor bir bilebilsen bir gün beni dahada anladığında bunları sana bir bir anlatacağım..Eminim o zaman beni anlayacaksın ve çalışmanın hayatın bir kuralı olduğunu kavrayacaksın..

Biraz önce telefonda konuştuk sesin mistik mistik geldi arka fondan ne çok seviyorum aslında senin sesini daha bir farkına vardım..Bu sabah bana anne bana yardımcı olurmusun dedin farkettimde artık rica kelimeleri kullanmaya başladın yarım yamalak ta değil konuşmların net anlaşılır düzgün bir ifade ile..Büyüyorsun saymayı bırakmıştım 2 yaşından beri şimdi hesapladımda 2 yaş 56 günlüksn yada 26 aylık bilemedim hanisi doğru yani 3'e doğru hızla yol alıyorsun ne zaman doğdun büyüdün yürüdün konuşmaya başladın şimdi düşünüyorumda..

Aramızdaki bu anne-kız halleri hiç bitmesin çok sevdim ikimizi birlikte o koklaşmaları sevişmeleri verilen kokulu kokulu öpücükleri annemmm canımmm deyişlerini..Bir gün ergen kız olduğunda da beni yine özle olurmu hep yanında kalmamı iste seni görmek istemiyorum,nefret ediyorum senden dediğinde bu postu okuyup gülümse aramızdaki o en güzel en anlamlı duyguyu hatırla olurmu ..Tıpkı seni o çok uykusuz gecelerde uyuturken söylediğim ninnileri hatırladığın beni özlediğin gibi..


20 Temmuz 2011

Güzel bir günden kareler

Sadece denemeydi insallah olmustur:)

19 Temmuz 2011

Dünyanın en mutlu insanı


Pazar günü şüphesiz senin ağzıdan o güzel kelimeleri duyduktan sonra bendim..
En çok not alınası en unutulmayacak olan hemde"Annem annem güzel annem anne sen çok güzelsin" diye bağıran bir çocuk birde bu çocuk konuşmayı yeni yeni sökmüşse içinden gelerek bu kelimeleri fısıldadığında nasıl hissedilirse işte öyleydim..

Uyuştum çok çok mutlu oldum duygulandım diyecek hiç bir cevap bulamadım işte karşılıksız koşulsuz beklentisiz sevgi budur diye sana olan sevgime bir yenisini daha ekledim..
Tamda o noktada tamda o bakışla, karşıdan gelirken hayatımda duyduğum en güzel sözlerdi,not almadan edemedim..
Hep diyorumya sen beni dünyanın en mutlu insanı yapıyorsun..


Not:Foto 1 hafta önceden aynı yerde akşam sefasında babacık dalarken denizkizina balık tutarken ..

Eşşek:)

Ne yesem ne yesem diyorsun kendi kendine geçende cevabınıda kendin verdin en iyisi ben "Eşşekkk" yiyeyim dedin bu cevapta anneannenin katkısı çok büyük şimdilerde hepimizin ağzında dışarda arkadaşlarla ne yiyeylim dediğimizde "Eşşekk" yiyelim deyip başladık kıkırdamaya herşeye keyif katıyorsun ya bunuda istediğin gibi anlamışsın çok şükür ki artık sen düşünüyorsun ne yemek istediğini yada önüne koyulanı büyük bir keyifle yiyorsun buda hepimzin hayatını çok çok güzelleştiriyor. Yemek yemediğin kabus gibi günleri hatırladıkça hep şimdiki haline şükür ediyorum.

En sevdiklerin ise ağaçtan bizzat keninin topladığı toplarkende yıkamaya fırsat vermeden tükettiğin kiraz,kara dut vişne ve bahçemizde kendi ellerimizle yetiştirdiğimiz domatesler heee karpuzu unutmayalım bir bütün karpuzu bıraksak tek başına tüketebilirsin..

İlk "Tiyatro"







Büyüdüğünde en çok anlatılacak bir çizgi film furyası aslında şimdi yazacaklarım belkide sen 20'li yaşlara geldiğinde bu çizgi filmin adını duyduğunda için bir tuhaf olacak bizim zamanımızdaki "susam sokağı" gibi.."Cailliu" sadece bir çizgi film izlemeni aslında hiç istemediğim fakat izlerken mutlu olduğun davranışlarında ve gelişinde olumlu yönde etki eden türde bir çizgi film..Odanda 2 tane posteri var,Cailliu'lu bir pijama takımı ve severek giydiğin 1 çift çorabın birde bebeğini almıştım sana ama onunla fazla ilgilenmedin..İstedimki ilk tiyatro dneyimin sevdiğin ve tanıdık gelen bir çizgi film kahrtamnı ile olsun ..Malum "Cailliu" az kahrımızı çekmedi zor zamanlarımızda bize moral olmadı yemek yemene çok yardımcı oldu..Alçımızı almadan bir kaç gün önce moral olsun diye sanada 3 tane bilet aldım caillu oyununa çok sevimliydin..

Bu yazımız kalmış kenarda taslak halinde yayınlanmamış şimdi sen ne kadar çok büyüdün bunun dışında bir kaç oyuna daa gittin şu sıralar ise cailliunun yüzüne bile bakmıyorsun daha farklı şeyler ilgini çekiyor mesela bizimle beraber belgesel film izliyorsun..

05 Temmuz 2011

Yanında olmasamda gözlerimi kapattığımda;

Biliyorum iyisin mutlusun özledim hemde çok 2 gece oldu daha oysa.. Gözlerimi kapattığımda yüzün geliyor aklıma..
Dün gece yastığını kokladım, odandaki eşyalara dokundum, saç fırçanda bir kaç saç telini okşadım..
Hayatıma gelişine,oluşuna, varlığına sağlığına bir kere daha şükrettim..
Şimdi düşünüyorum hafta sonu kavuştuğumuzdaki özlemi seninle geçireceğimmiz zamanın daha bir kıymetli olacağını,
Biz olmasakta orda mutlu olduğunu bilmeyi dilediğince koşup çimlerde yuvarlanıp ağaç dallarından meyva yediğini, kulaklarına kiraz takışını ,üstünü ıslatışını ,denize girmeni,kumlara serilmeni ve herbirinden çok mutlu olduğunu bilmeyi görmeyi o zaman özlemin biraz azalıyor..

Hayat ne tuhaf değilmi oysa yapma diye bağırdığım yaramazlıkları arıyorum evin toplu olması kanıma dokunuyor..Ne yemek yapasım nede yiyesim var oysa bir sürü plan program yapmıştım yokluğuna dair 2 koca seneden sonra geceleri akşamları kendimize ayırmaya dair..

Hayatımızda hep ol yinede koşturmaca,ağlama sesleri,bağırma kavga kahkalarımızı çoğalt yanımızda yanıbaşımızda kal şimdi 1 saatlik mesafedesin çok vurursa kafamıza bir bakmışız yanındayız sabah seni tekrar orda bırakıp işe gelme pahasına...







LinkWithin

Related Posts with Thumbnails