27 Aralık 2011

Pazar

Her sabah önce gözlerini aralayıp bu gün Pazar'mı diyorsun..Evet se cevabı hoplayıp zıplayıp şarkılar eşliğinde yatakta bizi mest ediyorsun.Ama günlerden pazar değilse açıklamaya kalktığımızda bir kırgınlık,bir küslük bir mızmızlık çörekleniyor üstüne arkanı dönüp uyumaya devam ediyorsun.Doğduğun günden bu güne sana her zaman gerçekleri anlattım herşeyi ayrıntısıyla günleri tatilleri hayatı beklentileri ihtiyaçları zorunlu olanları Bazen biri seni kandırmaya kaltığında asla inanmıyor çünkü doğrusunu biliyor öyle değil böyle diyorsun.Daha bebekken anlamaz gözlerle yüzüme bakarken Pazar günlerini tatil zamanlarımızı anlatıp senide hayellerime ortak ettim.Hava sıcak,soğuk,karlı yağmurlu güneşli bizim için hiç farketmedi.Pazar günlerimizi mümkün olduğunca uzakta kah piknikte,kah deniz kenarında,yazlıkta,ormanda,parkta, bahçede geçirmeye özen gösterdik.

Senin bebekliğinden beri tam bir doğa kızı bizim denizkizimiz olduğunu her türlü şartlara açık ve dayanıklı olduğunu cümle alem bilir.Yere düşersin ağlama mızmızlanma yok kalkar yoluna devam edersin,  2 yaş sendromu ve keyifsiz hallerin dışında fazlaca kapris yapmazsın.Ortamda sevgi varsa sevildiğini hissettiğin anda herşey güzelleşir güzelleştirirsin.

Artık Pazar günleri bilinçli bir şekilde benimle beraber program yapıyorsun,kahvaltıya yardım ediyorsun ve büyüdükçe daha da çok uyum sağlayıp hayatımızı güzelleştiriyorsun.Bu blogda olmayan annenin tembelliğinden yazılmayan anlatılmayan öyle çok Pazar anıları ve resimleri varki. bebekliğinden buyana nadirdir pazarları evde oluşumuz evdeysek te muhakkak bir program vardır.Ya Pizza günüdür,ya börek çörek,ya dışarda hamburger partisidir.ya arakadaşlarla toplanma misafir faslıdır.Ama muhakkak ki günler öncesinden dolu ve rezervlidir.

Pazar şarkımız bile vardır.Anne uydurması olmakla birlikte 6.ayından bugüne sürekli annenin kötü sesiyle söylenir yatakta kudurulur.Senin için doyasıya anne-baba demektir.Bizim için keyif demektir.Evimizin pırıl pırıl ışıldadığı gündür.

Yazmaya yazmaya tembelleşiyorum farkındayım kaldımı kalıyor anılar biriktikçe içinden çıkılmıyor aslında anne bu blogun hakkını veremiyor!! biliyor!! erteliyor!! kızıyor!! fakat yetişemiyor!!.

Bu pazar bizim için anne şarkısıyla başladı,Mum kokusuna pohaça kokusu karıştı evde dışarda ellerimiz kestanelerle ısındı.Mis gibi hava koklandı.İlk kez Polen'in tadına bakıldı.Bulunan mantarın büyüklüğüne hayret ettirdi.Dilek tutturdu.Köpekçik sevdirdi.Küçücük bir gün bir sürü anlam yükleyip yüzümüzü güldürdü..

Günden aklımızda Kalanlar..

Mum ışığında banyo
Mis kahvaltı sıcak pohaça ve süzme bal
Ormandaki köpeğe poğaça verişimiz
El ısıtan kestane
Anne eli sıcaklığı
Babaya duyulan sonsuz güven
Yeşilin her tonu
Yerinde dalındaki meyvalar en doğal haliyle sepete konanlar
Gördüğümüz ilginç detaylar
Ağaç ev..tahta salıncak..
Doyasıya yenen yemekler tadına ilk kez bakılan polen
Alınan hediyeler..
Dönüş yolunda yapılan ziyaretteki bir dolu ayrıntı..




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails